‘‘Kendi Alanımızda Benzersiz Bir Konum Elde Etmeyi Hedefliyoruz’’
Prof. Dr. Ali Ünal
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Hematoloji Bilim Dalı ve Kök Hücre Tedavi Merkezi
İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı
Ben Prof. Dr. Ali Ünal. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı’nın kurucusuyum. 1990 yılından beri öğretim üyesi olarak aynı klinikte çalışıyorum. 2000 yılında da Kemik İliği Nakli Merkezi’ni kurduk ve yaklaşık yılda 150’ye yakın kemik iliği nakli yapıyoruz. Merkezimiz olarak da geniş bir kadromuz var. Hematoloji tedavilerinin; kemik iliği naklinin uluslararası arenada kalitesinin belirlenmesi için JACIE dediğimiz akreditasyon komitesi ve Avrupa Kemik İliği Nakli Dernekleri’nin kabul ettiği kalite standardına erişmek için çalışıyoruz. 2010 yılında da JACIE akreditasyonu aldık ve şu anda Kayseri’de Erciyes Üniversitesi’nde kaliteli bir Kemik İliği Nakli Merkezi’nde çalışıyorum.
Türkiye Kemik İliği nakli konusunda ne durumda?
Ülkemizde hematoloji alanında çok büyük ilerlemeler var. Özellikle devletin Hematoloji alanında pahalı ilaçları ödemesi ile dünya standartlarında tedaviler yapıyoruz. Çok pahalı olmasına rağmen ilaçların hepsini kullanabiliyoruz. Özellikle multi lenfomada ve Hodgkin hastalığında kullandığımız tedaviler genellikle dünya standardı ile devam ediyor. Kemik iliği nakli için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Gerçekten de kemik iliği nakline aday olan hastalar için otolog kemik iliği nakli ve allojenik kemik iliği naklinde ülkemizde belli bir standart var. Sağlık Bakanlığı’nın belirlemiş olduğu standardın dışında da Uluslararası Avrupa Kemik İliği Nakli Merkezi’nin koyduğu standartlar ve JACIE‘nin standartları ile tedaviyi daha kaliteli yapmaya çalışıyoruz. Türkiye’de de şu anda yılda 3000’in üzerinde kemik iliği nakli yapılıyor ve tabii bunda da hem hematologların hem de kemik iliği nakli merkezi sayısının artması yine hematologların belli bir eğitim ve beceri düzeyi üstüne çıkmasının çok büyük rolü var.
Pandemi dolayısıyla uzun zamandır kongreler online olarak gerçekleşiyordu. Şimdi tekrar kongrelerde fiziki olarak bir araya gelebiliyoruz. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Şimdiye kadar yaklaşık 2 yıldır hatta 3 yıla yakındır kongreler online yapılıyordu. Tabii, onlineda da bilim durmadı, bilgisayar ortamında da olsa birbirimizi görerek hep birlikte kongremizi yaptık. Yine de yüz yüze olanlar gibi olmuyorlar. Çünkü hepsini izleyemiyorsunuz ve işinizden gücünüzden ayrılıp bir kongre ortamına katılamıyorsunuz. Şimdi yüz yüze başlayan kongrelerde bilimsel gelişmeleri yüz yüze anlatmaya ve tartışmaya başladık. Bu yıl Avrupa Hematoloji Kongresi oldu. Bu kongrede de Türkiye dahil olmak üzere tüm Avrupa ülkelerindeki bilim insanları tedavilerdeki son gelişmeleri sundular. Biz de ülkemizde Avrupa ve Amerika’da yapılan yeni tedavileri kendi aramızda tartışıyoruz. Yüz yüze yapılan kongreler çok çok önemli ve biz de böyle bir kongrenin içindeyiz. Samsun gibi bir yerde yani 19 Mayıs’ın yaşandığı güzel şehrimizde bu kongreyi birlikte yapmaktan çok memnun olduk. Şu anda ülkemizde olduğu gibi globalde de tüm Avrupa’da, Amerika’da ve Asya’da da kongreler başladı. Bu sayede gelişmeleri karşılıklı konuşuyor ve tartışıyoruz.
Peki bugünkü kongrenin önemi nedir?
Bugünkü kongrede yaklaşık 2-3 yıldır bir araya gelemediğimiz için birikmiş olan bilgilerimizi sunma, konuşma ve tartışma fırsatı bulduk. En önemli şey buydu diyebilirim. Yani ülkemizin hematoloji alanında çalışan bilim insanları bir araya geldik ve karşılıklı olarak en son gelişmeleri tartışmış olduk. Buranın en büyük faydası ise multipl miyelomda, lenfomada, lösemilerde şu anda en son kullanılan, en yeni ve gerçekten etkili hedefe yönelik ilaçların kullanımını tartışıyor olmamız.
Hematolojide güncel tedavilerle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Birincisi; multipl miyelom, lenfoma, Hodgkin gibi hastalıklarda hedefe yönelik tedaviler var. Monoklonal antikorlar var. Yıllar önce ulaşamadığımız ilaçlar vardı ve bizler son yıllarda bu ilaçlara ulaşmaya başladık. Ulaşamadığımız ilaçları şimdi kullanma fırsatımız oldu. Kendi deneyimlerimizi de paylaşarak konuları tartışıyoruz. Özellikle multipl miyelomda monoklonal antikorların kullanılması, lenfomalarda hedefe yönelik tedavilerin kullanılması, akut lösemilerde yine yeni ajanların ortaya çıkması tedavi başarısını gerçekten arttırdı. Eskiden tedavide hiçbir şey yapamadığımız hasta grubuna şu an çok daha güzel ve başarılı tedaviler yapabiliyoruz. Ömrünün aylarla ölçüleceği hastalar, şimdi yıllarca yaşayabiliyorlar. Son 5-10 yılda hematolojik hastalıklarda ve kanserlerde çok güzel gelişmeler var ve biz bu tedavilere ulaşabiliyoruz. Bu nedenle çok güzel ve umut vadeden gelişmeler mevcut.
Relaps Refrakter Multiple Miyelom tedavisi hakkında da bilgi almak isteriz.
Tekrarlayan ve dirençli Multiple Miyelom hastalarında tedavi seçenekleri arttı, elimizde yeni ilaçlarımız var. Özellikle bunlar içerisinde monoklonal antikorlar dediğimiz antikorlar var. Yine CAR-T cell dediğimiz T hücre temelli hücresel tedaviler arttı. Ve hala kemik iliği nakli ön planda, birinci sırada yerini koruyor. Bununla birlikte yeni çıkan ilaçları kullanma fırsatı buluyoruz. İmmünomodülatör ilaçlar ve yeni çıkan monoklonal antikorlar tedavi başarısını çok artırdı.
Sizin özellikle değinmek istediğiniz bir konu var mı?
Hematoloji bilimde çok hızlı mesafe kat ediyor. Hematolojik malignitelerde çok daha hızlı tedavilere ulaşmaya başladık. Bence son yıllar gerçekten hem hastalar hem de bizler için umut vadeden yıllar. Ben hastalarıma her zaman; ‘’Yaşayın, yaşadığınız her yıl sizin için mutlaka yeni umutlara neden oluyor, yeni umutlar ve yeni çıkan ilaçlarla uzun süre yaşayacaksınız.’’ diyorum. Gerçekten de öyle. Hematolojik malignitelerde çok güzel gelişmeler var ve her yıl yeni bir ilaç yeni bir tedavi yöntemi ile karşılaşıyoruz. Bu güzel tedavi sonuçları ile hem biz doktorlar çok mutlu oluyoruz hem de hastalarımızı mutlu ediyoruz.
Genç meslektaşlarınıza tavsiyeleriniz neler?
Yıllar geçtikçe bir deneyim oluşuyor. Hastaya ve hastalıklara karşı yaklaşım değişiyor. Genç meslektaşlarımız bunu çok matematik ve kitap gibi görüyorlar. Kitap ve dergiler her şey demek değildir. Hasta ve hastalıklarla ayrıca mücadele etmek gerekir. Her hasta için kişiselleştirilmiş tedavi gerekiyor. Kitapta yazan her şey her zaman doğru olmuyor. Genç meslektaşlarımın pratik hayatta daha tecrübeli olmaları için uzmanlaşmış büyüklerini takip etmelerini, hastaları tedavi etmek için bu konuda bilimle ilgili çaba sarfetmelerini, kongrelere katılmalarını ve çok okumalarını tavsiye ediyorum.