‘‘Kendi Alanımızda Benzersiz Bir Konum Elde Etmeyi Hedefliyoruz’’
Prof. Dr. Ayşe Sesin Kocagöz
Altunizade Hastanesi, Acıbadem M.A.A. Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, ASG Enfeksiyon Kontrol Üst Kurulu
Korona Virüs salgınının dünyada ve Türkiye’de ortaya çıkması, akabinde yaşanan gelişmeler ve bilançoları göz önüne aldığınızda nasıl bir değerlendirme yaparsınız?
Ani gelen ve dünyayı hazırlıksız yakalayan bir salgın oldu, umarım gelecek pandemiler için daha hazırlıklı oluruz. Özellikle ilk Çin’de ortaya çıkması nedeniyle ülke bu konuda hazırlıksız iken hızlıca kontrol altına alabilecek düzenlemeleri oluşturdu. İlk olarak sıkı karantina uygulamaları ve gerekli hastanenin ivedilikle 10 gün gibi kısa sürede yapılıp içine personelin yerleştirilerek hızlıca hizmete girmesi çok etkileyici idi. Türkiye bu sorunları ve çözüm yollarını yakından takip ederek etkin bir bilim danışma kurulu kurdu. Bilim kurulunun öncülüğüyle sorunlar ve çözüm olanakları erkenden belirlendi. Çözüm odaklı bir yolda ilerlendi ve Türkiye ne ilaç eksikliği ne de bakım eksikliği yaşamadı.
Covid-19’un bulaşma ve ölüm oranlarında azalma görülmesiyle dünya genelinde normalleşme sürecine geçildi. Türkiye’de toplumun yeni normale geçiş süreci hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Henüz Covid-19’un bulaşma ve ölüm oranlarında azalma görüldüğü belli değil. Ancak karantina sürecine uyulması ile bulaşmada frene basıldı. Özellikle; 65 yaş üstü bireylere sokağa çıkma kısıtlaması getirilmesiyle, riskli hasta grubunun hastalanma olasılığı düşürüldü. Bu durum ölüm oranlarının ve vaka sayısının az olmasında en önemli etkenlerden biridir. Bu nedenle “yeni normalleşme” sürecinde “sosyal mesafe, el hijyeni ve maske” üçlüsüne uyulmadıkça olgularda artış görülecektir.
Bilim insanı olarak; sağlık sektörünün Covid-19’a karşı verdiği mücadeleyi nasıl görüyorsunuz?
Sağlık sektörü henüz bilinmeyen birçok yönü olan bu tarihsel pandemide olağan dışı bir mücadele sürdürmektedir. Sağlık çalışanlarını öncelikli olarak bu pandemide insanlığı koruyan ve iyileştiren savaşçılar olarak değerlendirmekteyim.
Korona virüs salgını halen yoğun bir şekilde devam ediyor. Pandemide ikinci dalganın gelme olasılığı varken eğitim hayatının başlatılması kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Eğitim hayatına sosyal mesafe, el hijyenine uyum ve maske ile devam edilebileceğini düşünüyorum. Özellikle Millî Eğitim Bakanlığı’nın her yaş okul çocuğu için servis, sınıf ve okulda yemek konusunda detaylı rehberler ve planlama hazırlaması önemli. Ancak diğer ülkelerde yaşandığı gibi güncel olgularda artış olduğunda örgün eğitime ara verilerek, dijital eğitime geçilecek bu durum için hazırlıklı olmalı, eğitim programının aksamaması sağlanmalı. Güncel durumlar ile ilgili olarak anne ve babaların okul yönetimi ve öğretmenler ile yakın iş birliğinde olmaları gerekli.
Korona virüs ile ilgili genel duruma baktığımızda virüsün tedavisine yönelik hâlâ bir sonuç elde edilemedi, aynı zamanda DSÖ tarafından yakın bir zaman da yapılan açıklamada virüsün 10 yıl boyunca devam edebileceği öngörüsünde bulunuldu. Bu konuda siz neler söylemek istersiniz?
Bu konuda net bir yorum yapmak güç. Zaman bize yol gösterecektir. Ama bu süreçte mutlaka etkili bir aşının ve antiviral tedavinin bulunup kullanıma geçmesi önemli. Şayet aşı veya tedavi bulunamaz ise halen elimizde tek seçenek maske, el hijyeni ve sosyal mesafe ile korunmaktan başka çare görünmüyor. Bu nedenle gerek okul gerekse iş yeri ortamlarında “yeni normalimiz” bu yönde olmalıdır. Bu tip korunma enfeksiyon hastalıklarının temel korunma yöntemlerinden biri olup her türlü solunum yoluyla bulaşan hastalıklardan korunmada en etkili yollardan biridir.