‘‘Kendi Alanımızda Benzersiz Bir Konum Elde Etmeyi Hedefliyoruz’’
İnsülin direnci, tüm dünya ve ülkemizde giderek artan obezitenin nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor. İnsülin direnci tablosunda, vücutta fazlası depolanan ve kullanılamayan glukoz, kilo alımını ve iç organlardaki yağlanmayı hızlandırırken; bir yandan da yüksek düzeylerde salgılanarak pankreası yoruyor ve diyabet gelişimine zemin hazırlıyor. Günlük yaşamda kişinin yaşadığı belirtilere dikkat etmesi, insülin direncinin fark edilmesinde büyük önem taşıyor. İnsülin direnci tedavisinde ilk adım olarak, yaşam tarzında ve beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapılması gerekiyor. Memorial Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, insülin direncinin belirtileri ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
Hareketsiz yaşam tarzı ve kötü beslenme alışkanlıkları neden oluyor
İnsulin; pankreas bezinden salgılanan ve glukozun yani şekerin vücutta kullanılabilmesini sağlayan bir hormondur. İnsülin direnci ise vücutta insülinin bağlandığı reseptör hücreler tarafından algılanamaması dolayısıyla kontrolsüz düzeyde insülin salgılanması durumudur. Vücut glukozun kullanılabilmesi için daha yüksek düzeyde insülin salgılanmaya başlar. Vücuttaki yağ oranı arttıkça salgılanan insülin miktarı da artar. Ortaya çıkan direnç ile de kilo alınır. Bu şekilde hasta kısır bir döngüye girmiş olur. Ancak fiziksel hareketsizlik, ailede tip 2 diyabet hastalığı olması, polikistik over sendromu, D vitamini eksikliği de insülin direncine zemin hazırlayan diğer faktörlerdir.
Bu belirtilerle kendisini gösteriyor;
Yemeklerden sonra ağırlık basması uyku hissi,
Özellikle karbonhidrat içeren besinlerin tüketiminden kısa süre sonra ellerde titreme kötü hissetme,
Beslenmeye dikkat edilmesine rağmen kilo verememe ya da kilo alımının devam etmesi,
Hızlı ve/veya aşırı kilo alımı,
Sık sık tatlı yeme isteği ve tatlı krizleri,
Yorgunluk hissi ve sabahları yorgun uyanmak,
Aşırı tüylenme,
Karaciğer yağlanması,
Bel çevresinin giderek genişlemesi,
Kol altları ve kasıklarda kahverengi görünümün oluşması,
Kadınlarda adet düzensizlikleri.
Alınacak önlemler insülin direncinden kurtarabilir
Belirtilerden bir ya da birkaçı kişide mevcut ise mutlaka bir uzman hekim ile görüşmesi gerekmektedir. Yapılacak kan testi ile insülin direncinin olup olmadığı kolayca öğrenilir. Alınacak önlemler ile diyabet gelişmeden insülin direnci ortadan kaldırılabilmektedir. İnsülin direncinde ilaç tedavisi gerekebilmektedir. Bu sayede iştah ve kilo kaybı sağlanması kolaylaşır ancak beraberinde mutlaka diyet ve egzersize de devam edilmelidir. 2-3 aylık ya da 6 aylık kan tetkiki kontrolleri ile insülin direnci takip edilir. Değerler normale döndükten bir süre sonra ilaçlar kesilerek yaşam tarzı değişikliklerini uygulamalıdır.
İnsülin direncinde uygulanması gerekenler şunlardır;
Vücut ağırlığının ilk etapta en az %5ini azaltılmasını hedefleyecek şekilde diyet programı oluşturulmalıdır.
Hazırlanacak diyette tüm besin öğelerini içerecek şekilde dengeli olmalı, en az 4-6 öğün içerecek şekilde programlanmalıdır.
Rafine karbonhidratlar mümkün olduğunca azaltılmalıdır.
Kısa şok diyetlerden ziyade yaşam boyu sürdürülebilir tarzda beslenme programı benimsenmelidir.
Günlük olarak mutlaka düzenli egzersiz yapılmalı ya da hareketli bir yaşam tarzı benimsenmelidir.
Uyku düzeni, insülin direncinin kontrol edilmesinde çok önemlidir.
Yaşam tarzı değişikliklerinden yarar görülemeyen hastalarda ilaç kullanımı düşünülebilir. İlaç dozu mutlaka uzman kontrolünde ayarlanmalıdır.