Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği (TPRECD), Meme Kanseri Farkındalık Ayında erken tanının ve güncel cerrahi yaklaşımların hayat kurtardığına bir kez daha dikkat çekti.
Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı verilerine göre her yıl yaklaşık 2,3 milyon kadına, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan meme kanseri teşhisi konuyor. Ülkemizde de yılda yaklaşık 27 bin kadın, meme kanseri tanısı alıyor ve her 18 kadından biri, yaşamı boyunca bu hastalığa yakalanma riskini taşıyor. Tanı süreciyle birlikte birçok kadının yalnızca fiziksel değil, derin psikolojik etkiler de yaşadığı meme kanseri nedeniyle oluşan meme kaybı; kadın kimliği ve beden algısı üzerinde travmatik bir etki de yaratabiliyor.
Özgüven, sosyal yaşam ve duygusal dayanıklılık
TPRECD Genel Sekreteri Doç. Dr. Anıl Demiröz yapılan bilimsel araştırmaların, göğsü onarılamayan kadınların özgüven, sosyal yaşam ve duygusal dayanıklılık açısından ciddi zorluklar yaşadığını ifade etti. Demiröz modern plastik cerrahi teknikleri sayesinde ise meme kanseri nedeniyle memenin alınması gerekse bile, aynı anda veya tedavi sonrasında memenin yeniden yapılmasının mümkün olduğuna dikkat çekti.
Doç. Dr. Anıl Demiröz “Meme rekonstrüksiyonu ameliyatları yalnızca estetik bir işlem değil, kadının kendini yeniden ‘tam’ hissetmesini sağlayan, yaşam kalitesini ve psikolojik iyilik halini doğrudan etkileyen önemli bir tedavi sürecidir. Göğsü alınan ve estetik cerrahi ile yeniden meme dokusuna kavuşan kadınların yaşam motivasyonları ve sosyal uyumları belirgin biçimde arttığını gözlemliyoruz. Plastik cerrahi bu noktada sadece dış görünüşü değil, kadının hayata bakışını da onarıp destekliyor.” dedi.
TPRECD Başkanı Prof. Dr. Şükrü Yazar ise konuyla ilgili görüşlerini şöyle paylaştı:
“Meme rekonstrüksiyonu olarak adlandırdığımız operasyon; kullanılması gereken mikrocerrahi ve doku nakli gibi ileri düzey teknikler nedeniyle plastik ve rekonstrüktif cerrahinin uzmanlık alanıdır. Bu ameliyatlar, kanser tedavisi ile uyumlu şekilde planlanmakta ve hastaların hem sağlık hem de psikolojik açıdan güçlenmesini sağlamaktadır.
Meme kanseri tedavisi yalnızca hastalığın ortadan kaldırılması değildir; kadının yaşam kalitesinin korunması da tedavinin bir parçasıdır. Plastik cerrahinin amacı, kadının yeniden beden bütünlüğüne kavuşmasını ve yaşamına güvenle devam etmesini sağlamaktır.
Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği olarak, kadınlara düzenli kontrollerini yaptırmayı ve meme kanseri tanısı aldıklarında da meme onarımı seçenekleri hakkında plastik cerrahi uzmanlarıyla görüşmelerini öneriyoruz. Unutmayalım ki erken tanı hayat kurtarır. Meme kaybı ise kader değildir. Plastik cerrahi, beden bütünlüğünü ve yaşam kalitesini yeniden kazandırır.”








