‘‘Kendi Alanımızda Benzersiz Bir Konum Elde Etmeyi Hedefliyoruz’’
Kalp sağlığı açısından en sık şikayet edilen konuların başında ritim bozuklukları geliyor. Üstelik her yaşta ortaya çıkan bu sorun basit bir nedenden kaynaklanabileceği gibi altta çok daha büyük bir sorunu gizleyebiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Tolga Aksu, hayati risk taşıyabilen ritim bozukluklarında da çarpıntı gibi çok önemsenmeyen bir belirtiyle kendini gösterebildiğini hatırlattı.
Toplumda yüzde 20-30 sıklıkla görülen ritim bozuklukları her yaş grubundaki kişileri etkileyen oldukça yaygın bir durum. Bu sorunun hastada genellikle kalp çarpıntılarıyla kendini gösterdiğini anlatan Doç. Dr. Tolga Aksu, yaşanan bu durumun hastanın günlük yaşamını ciddi etkileyen bir durum haline gelebildiğini anlattı. Bazı ritim bozukluklarının hastada hayati risk yaratabileceğini de hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Tolga Aksu, “Daha basit nedenle ortaya çıkan ritim bozukluğu da hayati risk taşıyan da hastada benzer belirtiler gösterebiliyor. Her iki durumda da sadece çarpıntı hissi yaşanıyor. Bu nedenle altta yatan nedenin zamanında tespit edilmesi son derece önem taşıyor. Dolayısıyla biz hastalara, çarpıntı hissiniz hayatını etkiliyorsa mutlaka bir kardiyoloğa başvurması gerektiğini anlatıyoruz” diye konuştu.
“Her çarpıntı ritim bozukluğu değildir“
Bu noktada ritim bozukluğu ile çarpıntının ayırt edilmesinin önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Tolga Aksu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çarpıntı hissinin hepsi ritim bozukluğundan kaynaklanmaz. Günlük yaşamda karşılaşılan birçok durum kalp hızının artmasına neden olabilir. Örneğin âşık olmak bile kalp hızının yükselmesine neden olabilen bir çarpıntı örneğidir. Sonuçta bunlar vücudun vermesi gereken fizyolojik bir yanıttır. Ritim bozukluğu değildir” diye konuştu. Doç. Dr. Aksu, ancak ortada hiçbir sebep yokken ortaya çıkan çarpıntının ritim bozukluğu belirtisi olabileceğine dikkat çekti.
“Yaşlılardaki ritim bozukluklarına dikkat”
Ritim bozukluğunun her yaşta görülebildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Tolga Aksu, bu bozukluğun tipinin hastaların yaşına göre değiştiğini belirterek şunları söyledi: “Genelde gençlerde görülen ritim bozukluğu çoğunlukla kalp kulakçıklarından kaynaklanmaktadır. Bu durumda çarpıntılar iyi seyirlidir ve hastanın yaşam kalitesi bozulmakla birlikte hayati risk taşımaz. Ancak, ileri yaşlarda ortala çıkan ritim bozuklukları ise kalp karıncıklarından kaynaklanır ve bunlar çok önemlidir. Tehlikeli olarak tanımlanabilecek bu durum hasta açısından hayati risk oluşturabilir.”
Atriyal fibrilasyon felcin en sık nedeni
Dünya ve Türkiye’de atriyal fibrilasyonun en sık görülen kalıcı ritim bozukluğu olduğunu ifade eden Doç. Dr. Tolga Aksu, şu bilgileri verdi: “Atriyal fibrilasyon, 80 yaşın üzerindekilerde yüzde 20’nin üstünde, gençlerde ise yüzde 5 ile 10 arasında ortaya çıkıyor. Atriyal fibrilasyon felcin en sık görülen sebebidir. Atriyal fibrilasyona bağlı olan felçler boyundaki plaklardan atan pıhtılara bağlı olan felçlerden daha kalıcı problemlere yol açabilir. Dolayısıyla hastada atriyal fibrilasyon görüldüğünde çarpıntıya değil felç olasılığının ortadan kaldırılmasına odaklanılır. Hastanın risk profiline ve eşlik eden hastalıklarına göre kan sulandırıcı tedaviye başlanır. Felç riski ortadan kaldırıldıktan sonra nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi ek şikâyetleri de dikkate alarak çarpıntısı tedavi edilir.”
“Yüzde 99 kalıcı tedavi sağlanabiliyor”
Ritim bozukluğunda yüzde 99 oranında kalıcı tedavi sağlanabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Tolga Aksu, gençlerde görülen ve hayati risk taşımayan ritim bozukluklarının Kateter Ablasyon yöntemiyle tedavi edilebildiğini anlattı. Doç. Dr. Aksu sözlerine şöyle devam etti: “İleri yaşlarda görülüp kalp karıncığından kaynaklanan bozukluklar ise kalp yetmezliği gibi farklı kalp hastalıklarıyla birlikte görülebildiği için tedavi yaklaşımı değişebiliyor. Bu durumda ablasyon ya da ilaç ya da ikisinin kombinasyonundan oluşan bir tedavi uyguluyoruz.”
Radyo dalgaları verilerek yapılan ritim bozukluğu tedavisi olan Kateter Ablasyonla ilgili Doç. Dr. Tolga Aksu şu bilgileri verdi: “Bu yöntem ilaçlarla denetim altına alınamayan ritim bozukluklarında ya da hastaların yaşam boyu ilaç almayı istememeleri halinde uygulanır. İşlem temelde lokal anestezi ile iğne giriş yerleri uyuşturularak, bazı durumlarda da genel anestezi altında yapılır. Her hangi bir kesi yapılmadığı için günlük yaşama en fazla 2 gün gibi kısa bir süre içinde dönebilirler.”
Kalıcı ritim bozuklukluğunu tetikleyen konular
Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Tolga Aksu, obezite, spor yapmamak, kolesterole dikkat etmemek, sigara içmek, alkol tüketmek gibi durumların kalıcı ritim bozukluğunu tetiklediğini belirterek özellikle alkol kullanmanın tedavide başarıyı büyük oranda azalttığını söyledi.