Kedrion Türkiye Genel Müdürü Sema Özel Baydar ile Özel Röportaj

Kedrion Türkiye Genel Müdürü Sema Özel Baydar ile bir röportaj gerçekleştirdik.

  1. Sevgili Sema Özel Baydar, kendinizden ve firmanızdan kısaca bahsedebilir misiniz?

Tabii. Bu yıl itibariyle ilaç sektöründe 25. yılımı dolduruyorum. 2023 yılında Kedrion Türkiye Genel Müdürü olarak çalışmaya başladım. Kedrion’dan önce Eczacıbaşı, Abbott ve BPL gibi sektörün önemli firmalarında bulundum. Açıkçası uzun yıllar yurt dışında çalıştıktan sonra ülkeme geri dönmekten çok mutluyum. Türkiye’den önce İngiltere’deydim. Kedrion genel müdürlüğü teklifi geldiğinde Türkiye seçeneğini değerlendirmek ve kendi ülkemde fark yaratmak beni çok heyecanlandırdı. 25 senelik tecrübem ve Kedrion Türkiye çalışanlarının azmi, nitelikli bakış açıları, sorumluluk sahibi olmaları ile Kedrion Türkiye’de güzel işler başaracağımıza inancım tam.

Güven, şeffaflık, işi sahiplenmek, sonuç ve çözüm odaklı olmak ekibimle birlikte en önem verdiğimiz değerler. Kedrion Türkiye olarak hastaların yaşam kalitesini artırmak, insandan insana, hayattan hayata köprü olmak için bu değerleri fazlasıyla önemsiyor ve tüm iş yapış şeklimizi bu değerlere göre şekillendiriyoruz.

  1. Kedrion hangi terapötik alanlarda bulunuyor? Kedrion’un küresel yapısı ve hacmi hakkında bilgi alabilir miyiz?

Kedrion olarak amacımız, Koagülasyon ve Nörolojik Bozukluklar ile Primer ve Sekonder İmmün Yetmezlikler gibi nadir ve ciddi hastalıkları tedavi etmek ve önlemek için insan plazmasından türetilmiş tıbbi ürünler üretmek.

En büyük hedefimiz ise ürünlerimizi Türkiye’deki daha fazla hastaya ulaştırmak. Kedrion olarak, plazma türevleri ve nadir hastalık ilaçları alanında küresel bir oyuncu olarak, dünya çapında 5.300’den fazla kişiye istihdam sağlıyoruz. Ürünlerimizi dünya çapında 100’den fazla ülkeye dağıtıyoruz. Kedrion’un tüm dünyada toplam 7 üretim tesisi bulunuyor ve İngiltere’deki BPL tesisimiz, üretim ağımıza en son eklenen tesisimizdir. Bunun yanı sıra, ABD’de 73 plazma toplama merkezi ve Avrupa’da da 5 plazma merkezimiz bulunuyor.

  1. Şirketinizin plazma kaynaklı ürünler ürettiğinizi belirttiniz. Plazmadan ve plazma kaynaklı tedavilerden kısaca bahsedebilir misiniz?

Plazma, pıhtılaşması antikoagülanlarla önlenmiş kandan şekilli elemanlar ayrıldıktan sonra geri kalan sıvı kısımdır. Kanın yaklaşık %55’ini oluşturuyor ve kan hücrelerinin vücut içinde taşınmasında, atık maddelerin ve karbondioksitin vücuttan atılmasında, enfeksiyonlara karşı korunmada ve kanın pıhtılaşma mekanizmasında önemli roller üstleniyor. Plazma kaynaklı ürünler; Immünolojik, Hematolojik, Nörolojik gibi birçok nadir hastalığın tedavisinde kullanılıyor.

Bu terapötik ürünler; hastalıkları tedavi etmek, semptomları hafifletmek veya hastalıkların ilerleme hızını yavaşlatmak amaçlarıyla plazma ve gerekli bileşenler ile üretiliyor. Kedrion olarak en büyük hedefimiz ürünlerimizi ne yazık ki henüz tedavisine başlanamamış ilgili nadir hastalıkları taşıyan hastalara ulaşarak onların hayatlarına dokunmak.

  1. Nadir hastalıklardan bize kısaca bahsedebilir misiniz ve Kedrion olarak hangi nadir hastalıklar üzerinde çalışıyorsunuz?

Nadir hastalıklar, ne yazık ki genel nüfusun yaklaşık yüzde 6-8’ini etkileyen kronik, ilerleyici bozukluklar. Bu hastalıkların yüzde 80’i genetik orijinli oluyor. Küresel olarak 6.000 ile 8.000 arasında nadir hastalığın tanımlandığını söylemek mümkün. Bunlara her yıl 3 ile 4 yeni hastalık ekleniyor ve nadir hastalıkların birçoğu yaşamın ilk yıllarında ya da çocukluk yaşlarında ortaya çıkıyor. Hastalar ve aileleri çoğunlukla tanıda gecikme, hastalığın yetersiz yönetilmesi, bilgi ve kaynak eksikliği vb. gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyor.

Nadir hastalık tanımı dünyanın çeşitli bölgelerinde, hatta ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor. ABD’de 200.000’den, Japonya’da ise 50.000’den az sayıda hastayı etkileyen hastalıklar nadir olarak nitelendirilirken buna karşılık Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de 2.000 kişide 1 kişiyi etkileyen hastalıklar ‘nadir hastalık’ olarak kabul ediliyor. Bunun yanı sıra, Behçet Hastalığı, Akdeniz Anemisi, Ailevi Akdeniz Ateşi gibi hastalıklar dünyanın çeşitli bölgelerinde nadir hastalık olarak kabul görürken ülkemizin de dahil olduğu Doğu Akdeniz Bölgesi ve çevresinde bu hastalıkların görülme sıklığı daha fazla oluyor.

Kedrion olarak bizler de Koagülasyon ve Nöromuskuler Hastalıklar gibi nadir ve ciddi hastalıkları tedavi etmek ve önlemek için insan plazmasından türetilmiş tıbbi ürünler üretiyoruz. Ayrıca Primer ve Sekonder İmmün Yetmezliklerin tedavisinde de rol oynuyoruz. İnsanlara yardımcı olmak için üstlendiğimiz bu köprü görevini insandan insana, hayattan hayata taşımak için çaba gösteriyoruz.

  1. Türkiye’de nadir hastalıkların görülme sıklığı nedir? Araştırmalar hangi yönde devam ediyor?

Veriler aslında hiç de azımsanmayacak seviyede diyebiliriz. Türkiye’de 5 milyon, dünyada ise yaklaşık 300 milyon kişi nadir bir hastalığa sahip. Ülkemizde bu hastalıktan etkilenen çocuk sayısı 3.5 milyon civarında. Ölüm oranlarına baktığımızda çocukların 1. Yaşta %35’i, 2 ve 5 yaş arası ise ölümlerin %30’u maalesef nadir hastalıklardan kaynaklanıyor.

Çoğu genetik kökenli olan bu hastalıklarda akraba evlilikleri hastalık sıklığını ikiye katlıyor, dolayısıyla ülkemizde görülme sıklığı daha fazla oluyor.

Nadir hastalıklara gereken önemin verilebilmesi, hastaların hak ettikleri erken tanı, optimum tedavi ve ihtiyaca kavuşabilmeleri için en önemli adımlardan biri farkındalık. Nadir hastalıklar konusunda, hastaların ve ailelerinin tanı ve tedavi sürecinde yaşamakta oldukları sorunları dile getirebilmeleri, toplumda farkındalığın arttırılması gerçekten çok önemli.

Ne yazık ki nadir hastalıklardan etkilenen insanlar teşhis konusunda gecikmelerle karşılaşabiliyorlar. Bu gecikmelerin temelinde, yetersiz sosyo-sağlık kaynakları, gerekli tedavilere ulaşamama, sınırlı bilgi ve referans merkezleri ve uzmanlara erişim gibi zorluklar yatıyor.

Yıllardır, nadir ilaç segmentine giderek artan bir taahhütte bulunan Kedrion’un 2021’de Prometic’i bünyesine katarak yalnızca ABD pazarı için FDA tarafından onaylanan Konjenital Plazminojen Eksikliği için ilk ve tek tedavi olmasıyla, nadir, hatta çok nadir hastalıklarla mücadele taahhüdü doğrultusunda ilerlediğini gösteriyor. Öte yandan Türkiye’de son yıllarda nadir hastalıkların tanı ve tedavisinde önemli adımlar atıldığını ve önceliklerin belirlendiğini söyleyebilirim.

  1. Peki ilerleyen yaşlarda farklı nadir hastalıkların ortaya çıkma ihtimali var mı?

İmmün yetmezlik durumlarının yaşla ve bireysel sağlık durumlarına bağlı olarak büyük ölçüde değişkenlik gösterdiğini söyleyebilirim. Primer immün yetmezlikler genetik nedenlerle ortaya çıkıyor ve genellikle çocukluk döneminde teşhis ediliyor. Ancak bazı hafif formdaki primer immün yetmezlikler erken yaşlarda belirgin semptomlar göstermeyebilir ve bu durumda nadir hastalık ilerleyen yaşlarda fark edilebiliyor.

Buna karşılık, erişkinlerde saptanan başka bir hastalık veya tedaviye bağlı olanlara da “Sekonder veya Kazanılmış İmmün Yetmezlikler (SİY)” denir. Bu yetmezlik her yaşta görülebilir. Genellikle altta yatan başka bir hastalığa (ör: metabolik bozukluk, malnütrisyon, malignite veya toksinler, immünsupressif ajanlarla tedavi, immün sistem hücrelerinin enfeksiyonuna) bağlıdır.

Yetişkinlerde primer immün yetmezliğin teşhisi nadir olmakla birlikte; tekrarlayan enfeksiyonlar veya atipik dermatik alerjik reaksiyonlar gibi belirtilerle kendini gösteren durumlar yaşanabiliyor.

Aslına bakarsanız nadir hastalıkların uçsuz bucaksız olduğunu çok net bir şekilde ifade edebiliriz. İlerleyen yaşlarda tetikleyicileriyle; kronik hastalıklar, yaşam tarzı değişikliği ve çevresel faktörlerle de açığa çıkabiliyor. Düzenli periyodlarla gerçekleştirilen doktor kontrolleriyle erken tanının tedavi sürecini kolaylaştırdığını hiçbir zaman unutmamak ve bu konuda farkındalık çalışmaları gerçekleştirmek gerekiyor.

  1. Sema Hanım, çok teşekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Kedrion Türkiye olarak, öncelikle hastalara şifa dağıtmada yılmadan çalışan sağlık çalışanları ve bu süreçte yanımızda olan tüm paydaşlarımızla iş birliği yaparak nadir hastalıklar için tedavileri sağlamaya ve hastalara destek olmaya kararlıyız. Bu konudaki bilinci arttırmak ve ihtiyaç sahiplerinin tedavilere erişimini geliştirmek için çaba gösteriyoruz. Sizlere de bu yolculuktaki iletişimde bize sağladığı destek için Tıbbın Ustaları Dergisi’ne teşekkür ederiz.

Önceki

Kedrion Türkiye’nin Koşulsuz Katkılarıyla Çocukluktan Yetişkinliğe Geçişte Primer İmmün Yetmezliğin Yönetimi Sempozyumu Düzenlendi

Sonraki

Novartis Kurtköy Üretim Tesisi 20. Yılını Kutluyor

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Öne Çıkanlar