‘‘Kendi Alanımızda Benzersiz Bir Konum Elde Etmeyi Hedefliyoruz’’
Çağlar Gözüaçık
Tazefikir Group Kurucusu
Yaratıcı Ajans Başkanı
Sağlık İletişimi ve Metaverse İlişkisi
Merhaba, öncelikle sizi daha yakından tanımak istiyoruz. Bizlere kendinizden bahsedebilir misiniz?
İnsanın kendini anlatması çok kolay değil. Reklam yaratıcısıyım ve yıllardır bu mesleğin içerisindeyim. Farklı sektörlere hizmet verdim sonrasında yaklaşık 17-18 yıl önce sağlık iletişimi ile tanıştım. Sağlık iletişimi ile tanışınca bir amaç doğrultusunda insanlara fayda sağlayabilmek üzere yeteneklerimizi; yani iletişim kabiliyetimizi, reklamcılık bilgimizi kullanıyor olmak hoşuma gitti. Onun dışında melek yatırımcıyım. Bu alanda ve farklı alanlarda da birkaç tane girişimim var. Bahçeşehir Üniversitesi öğretim görevlisiyim. Orada yaratıcılık, inovasyon ve metaverse üzerine dersler veriyorum. Bunun dışında da denizi severim, kaptanlık yapıyorum. Seyahat etmeyi, okumayı ve okuduklarımı paylaşmayı, önermeyi severim. Aynı zamanda Tazefikir Group’un da kurucusuyum. Bir grup şirketi olarak hayatımıza farklı alanlarda devam ediyoruz. Birçok dernek yönetiminde de elimden geldiğince katkı sunmaya çalışıyorum.
Reklamcılık sizin için ne ifade ediyor? Reklamcılığı nasıl tanımlıyorsunuz?
Reklamcılık benim için aslında hayatımın çok önemli bir yerine denk geliyor. Zamanında Serdar Eren, Hawaii Şamanları’nın 7 öğretisini paylaşmıştı. Bunlardan bir tanesinde “Gerçek mi değil mi, etkisinden belli olur” diyordu. Reklamcılık etki yaratma becerisidir. Dolayısıyla eğer iyi kullanılırsa müthiş bir güçtür. Tabii kötüye kullanan da var, özellikle siyasal iletişimde. Etki alanını büyütmek ve bir kavram, bir ürün, bir fikir ile ilgili daha fazla insanın onun çevresinde toplanmasını sağlamak ile ilgili müthiş bir gücü var. 18 yıl önce sağlık iletişimi ile tanıştığımda reklamcılığın toplumun iyiliği için kullanılabilen bir beceri olduğunu fark ettim. Bu yüzden de Tazefikir’in sloganını ve konumlandırmamızı “Yaratıcı etki ve toplumsal fayda ajansı” olarak oluşturduk. Bu ifadeyi de 4-5 sene önce bulup yerine koyabildik. Şöyle düşünün; buradan bağırırsanız sesiniz en fazla 200 metre’ye gider. Megafonla bağırırsanız sesiniz 500 metre’ye gider. Telsiziniz varsa sesiniz 16 – 20 km’ye gider. Televizyon ya da Youtube kanalınız varsa sesiniz bütün dünyaya gider. Reklamcılık da bunun gibi; yani fikrinizi, inançlarınızı, markanız ile ilgili görüşlerinizi ya da bir bilgiyi daha fazla insana daha pratik yollarla ve yaratıcı metotlarla ulaştırma becerisidir ve tabii reklamcılık olduğu için de ticari sebeplerle ulaştırma becerisidir. Bu sebeple ben bu mesleği etkisinin yarattığı bir heyecanla yapıyorum, reklamcılık benim için tam anlamıyla bunu ifade ediyor.
Türkiye’de sağlık iletişimi ne durumda? Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sağlık iletişimi Türkiye’de iyi bir durumda. Dünyadaki örneklerine baktığımız zaman bizim gerçekten yaratıcılık ve farklı fikirleri ilk kez ortaya koyabilme becerilerimiz olarak iyi bir noktada olduğumuzu düşünüyorum. Mesela yıllar önce yaptığımız birçok işin kısa bir zaman sonra benzer fikirlerin Avusturalya’da, Kanada’da, Amerika’da yapıldığını çok gördük. Sağlık iletişimi bir de genellikle bağımsız ajansların liderlik yaptığı bir alandır. Dünyada da Türkiye’de de bu durum böyledir. Kendine özgü bir dinamiği vardır. Önemli bir bilgi, deneyim ve beceri gerektiriyor. O yüzden Türkiye’nin iyi bir noktada olduğunu düşünüyorum. Regülasyonlar açısından da bizi çok geliştiren bir yapı olduğunu düşünüyorum. Düzenlenmesi gereken noktalar var bence ama sağlık iletişiminin iyi işlediğini sadece Türkiye’de diğer alanlarda olduğu gibi sermaye problemi olduğunu düşünüyorum. Yani sağlık iletişimine daha fazla yatırım yapılması gerekiyor. Sadece 3-5 tane global firma değil, daha fazla markanın satışın yanı sıra sosyal fayda iletişimi için daha fazla yatırım yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Sadece önemli günlerde değil, 12 ay boyunca iletişim yapmaları gerektiği görüşündeyim.
Doğru ve iyi bir sağlık iletişiminin prensipleri nelerdir?
Bahçeşehir Üniversite’sinde açtığım derslerden bir tanesi sağlık iletişimidir. Doğru ve etkin bir sağlık iletişiminin nasıl olduğu konusunu bir dönem boyunca konuşuyoruz. Öncelikle belli bir etik değerlere sahip olacaksınız. Bilgiyi doğru anlayacaksınız, kime ulaştırmayı hedeflediğinizi iyi bileceksiniz ve oradaki karşılanmış ihtiyacı doğru tespit edeceksiniz. Fakat sağlık iletişiminde de diğer reklamcılık alanlarında kullanılan ‘’reason to believe’’ dediğimiz yani; ’’neden ben sana inanayım?’’ Ve bu mesajın arkasında ne var? kısmını daha iyi doldurmanız gerekiyor. Çünkü insan sağlığı kadar hassas bir konu ile ilgili iletişim yapıyorsunuz. Hem kendi yönünüzden daha iyi doldurmanız lazım, hem de bunu izleyen insanlar, hastalar ve hasta yakınları yönünden doldurmanız lazım. Türkiye’de sağlık iletişiminde genellikle bir farkındalık kampanyası yapıldığında ‘’call to action’’ dediğimiz, yani ‘’harekete davet görünümü’’ biraz zayıf kalabiliyor. Çünkü yine regülasyonlar ile alakalı bağışa çok fazla yönlendiremiyorsunuz. ‘’Tamam, bunu öğrendim de şimdi ne yapayım?’’ kısmında her zaman doğru adres gösteremiyorsunuz. O yüzden bunlara dikkat etmek gerekiyor ve bence en önemlisi bu işi yaparken biraz da vicdanlı olmak gerekiyor.
Tazefikir olarak sağlık iletişimi konusunda Türkiye’de en önde gelen ödüllü ve başarılı ajanslardansınız. Birçok sosyal farkındalık projelerinde başarılarınıza şahit olduk. Yakın dönemdeki projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Bu alanda Türkiye’de en çok ödül alan ajans evet biziz. Aslında ödül nasıl alınıyor eğer bu soruya kafa yorarsak bunu iyi çözümlemiş oluyoruz. Ödül şu demek; sektörde bu işten anlayan firma yetkilisi ve ajans yetkililerinden oluşan bir jüri ki genellikle o kişiler sizin rakipleriniz olur. Sizin o yarışma için hazırlamış olduğunuz case dediğimiz o iki dakikalık videoyu izlerler. Zaten muhtemelen sektörde de bu işi görmüşlerdir. Sizin rakibiniz olmalarına rağmen bu iş çok özgün, ben bunu daha önce başka yerde görmemiştim, bu ihtiyacı tam olarak karşılıyor ve iyi uygulanmış kriterlerine bakarak puan verirler. Ve siz sektördeki hem arkadaşlarınız hem de rakipleriniz tarafından ödül almaya hak kazanırsınız. Bence bu durum çok kıymetli. Bu arada yaptığınız işi doğru anlatabildiniz mi o da çok önemlidir. Son zamanlarda bu alanda ödül aldığımız çok projemiz var. Şimdi bir tanesini saysak belki diğerini atlayacağız ve markalarımız diyecek ki bu projeye de o kadar emek verdik neden bizden bahsetmediniz ama bir tanesinden bahsedelim.
Yakın zamanda Bayer’in desteği ile sağlığı anlamak adında bir sergi açtık. Bu sergi Türkiye’de sağlık okuryazarlığının gelişimi için interaktif yapısı ile insanlara sunulan en büyük sergi diyebiliriz. Dolayısıyla yüz binlerce insana ulaştı. Sergi defterine yazılanlar çok kıymetli. İnsanların burada öğrendikleri, duydukları, hissettikleri çok kıymetli. Ve baştan sona üç boyutlu dahil olabildiğiniz, VR gözlük ile vitaminler üzerine mesaj alabildiğiniz, insanların dahil olabildikleri testler ile bilgi ve becerilerini kontrol edebildikleri, nefes egzersizleri ve meditasyon yapabildikleri, vücudumuz ve sistemler ile ilgili bilgi alabildikleri, bir bebeğin annenin göbek deliğinden bakarak oluşumunu, özellikle hafta sonu tüm ailenin gelip keyifli vakit geçireceği interaktif bir sergi oluşturduk. Bu da şimdi yavaş yavaş çeşitli yarışmalarda değerlendiriliyor. Son dönemde yaptığımız pek çok iş var ama halka birebir temas etmesi ve dokunması açısından onlar içerisinde özel bir yer tutuyor.
Future Healthcare İstanbul konferansının da kurucusu ve CEO’su olarak, Future Healthcare İstanbul’un diğer etkinlik ve konferanslarından farkını bizlere ve okurlarımıza anlatabilir misiniz? Bu sene bu önemli konferansta neler yaşandı?
Future Healthcare İstanbul’da yine az önce bahsettiğim sağlık iletişiminde ve diğer alanlardaki tüm iletişimde, reklamcılık çalışmalarında ve dijital projelerde birkaç karşılanmamış ihtiyaç olması gerekiyor. Future Healthcare İstanbul’da aslında belki de böyle karşılanmamış bir ihtiyacın doğurduğu bir organizasyon. Ülkemizde sağlık ile ilgili etkinliklerin hemen hepsi sağlık profesyonelleri tarafından belli bir uzmanlık çerçevesinde fikirlerin paylaşımı ekseninde yapılıyor. Bunlarda ise temel ihtiyaç iletişimci gözüyle bakış açısının eksik olduğu. O yüzden Future Healthcare İstanbul bir iletişim grubu olan Tazefikir Group tarafından tasarlanmış, iletişimci gözüyle kurgulanan multidisipliner sağlık ve sağlık teknolojileri alanındaki gelişmeleri, yenilikleri, farklı bakış açılarını sağlık profesyonellerinin paylaşmasına olanak sağlayan bir organizasyondur.
Burada iki tane hedef var. İlk olarak buraya gelen sektör profesyonelleri yani sağlık sektörü çalışanları, ilaç sektörü çalışanları, profesörler, hekimler, farklı branşlardan diş hekimleri, eczacılar, diyetisyenler, sağlık ile ilgili tüm profesyonelleri kapsıyoruz. Gelip network kursunlar yani birbirlerini tanısınlar. İnsanlar ancak birbiriyle tanışınca güvenir ve iş yaparlar. İkincisi ise ilham olsunlar. Yani bu alanda okuyan, yeni mezun, asistan, kariyerini planlamak isteyen insanlara ilham olsunlar. İki dedim ama bir üçüncüsü de start-up’lara da özen gösteriyoruz. Start-up’lara da gelsinler ve o yine bahsetmiş olduğum network’ten yararlansınlar, kendilerini gösterme, anlatma, kanıtlama imkânı bulsunlar. Future Healthcare İstanbul bu temel eksene oturuyor. Bu sene Eylül ya da Ekim ayında 4. Konferansı gerçekleştireceğiz. Her sene çıtayı biraz daha yukarı koymak gibi hayallerimiz ve hedeflerimiz oluyor. Konferansımızı hibrit yapıyoruz. Pandeminin de etkisi ile ilk yıldan sonra hibrite geçtik. Fizikselde yaklaşık 1500 katılımcı, online’da canlı yayını takip eden ve tekrarını izleyen 35.000-36.000 civarında katılımcımız oluyor. Yani Türkiye’de hatırı sayılır, çok büyük ölçekli bir organizasyon haline geldi diyebilirim.
Son dönemlerde sizleri Metaverse konusunda da çok dinleme şansımız oldu. Öncelikle Metaverse hakkında çok kısa bir bilgi alabilir miyiz?
Ben bunu en basit tabiri ile üç boyutlu internet olarak ifade ediyorum. Bu kadar basit değil tabii ama böyle söyleyince daha kolay anlaşılıyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nde bir akademik görevim olduğundan bahsetmiştim. Dünya’nın ilk Metaverse dersini geçtiğimiz sene 2022 yılının bahar döneminde Tazefikir Brand Communication in Metaverse olarak Bahçeşehir Üniversite’sinde açtık. 2023 döneminde de Metaverse 2.0 ismiyle yine dersimizi yapıyor olacağız. Metaverse büyük dönüştürücü bir teknoloji ve iletişim imkânı bütünüdür. Sadece VR gözlükler olarak algılanıyor ancak sadece VR gözlük demek değil. AR’da bunun içerisinde var hatta bunların hiçbirini kullanmayarak da bu kapsayıcı ve sarmalayıcı teknolojik cihazlar sayesinde bunun bir parçası olabilirsiniz. Genelde platformlar içerisinde sizi temsil eden avatarımız var. Bu avatar o 3 boyutlu ortama dahil olup, müdahalelerde bulunabiliyor. Yani Web 3.0’ın ortaya koyduğu birtakım imkanlar diyebiliriz. Metaverse dersimiz 14 hafta sürüyor. Fakat şunu söyleyebilirim; dünyada 2030 senesinde bütün büyük finans kuruluşları ve bununla ilgili fikir yürüten büyük organizasyonların ortaya kurduğu şekliyle 2030 senesinde 10 Trilyon dolar civarında ekonomik büyüklüğe ulaşması gerekiyor. Bunu geçtiğimiz sene söylediğim zaman insanlar Türkiye’de ne olacak diyorlardı. Deloitte bir rapor yayınladı. Türkiye’de Metaverse’ün yaygınlaşması ve gelişimiyle ilgili 2035 senesinde Türkiye’de 30 milyar dolar civarında bir büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla ekonomik büyüklüğü ve ortaya koyduğu fırsatları çok olan, birçok alana ilham verebilecek, sağlıktan eğitime, alışverişten eğlenceye, oyun sektörüne, modaya, her türlü sektörü dönüştürebilecek çok büyük bir teknolojik devrimden bahsediyoruz. O yüzden ben de birkaç senedir Metaverse’e uygun paylaşımlar yapıyorum, konuşmalar yapıyorum, derslerini veriyorum ama inandığım için bunu yapıyorum. Türkiye’nin bu teknolojinin yön vericisi dünyada diğer ülkelerdeki girişimcilerin aklına gelmemiş farklı etkinlikler, farklı denemeler ile söz sahibi bir ülke olmasını istiyorum. Aslında benim gayretim bunun üzerine yani bunun gerisinde kalmamız gerekiyor. İşte hep derler ya 1.0’ı kaçırdık 2.0 şöyle oldu bari 4.0’e yetişelim. Elektrik ile ilgili bari güneş enerjisi ve sürdürülebilir üzerinden bazı kendimize noktalar ve gelişim alanları yaratalım. Metaverse’de böyle bir şey. Mesela derste 100-120 öğrenci oluyor, 20-30 farklı bölümden öğrencilerimiz var. Bu öğrencilerime ödev olarak iş kurdurtuyorum. Mesela Hukuk öğrencisi kendi alanıyla ilgili sanal bir iş kuruyor. Tamamen buna dair bir beyin jimnastiği oluşturuyorum. Yakında bunun gerçeklerini de görüyor olacağız.
Sağlık sektöründe Metaverse nasıl bir rol oynayacak? Metaverse sağlık sektöründe neleri değiştirecek?
Tüm sektörlerde olduğu gibi sağlık sektörünü de derinden etkileyeceğini düşünüyorum. İlk akla gelen uzaktan eğitim metodolojileri ve VR gözlüklerin kullanımı ile bir takım cerrahi eğitimlerin Metaverse üzerinden gerçekleşmesi. Ama tabii eğitim tarafı ise başlı başına önemli bir alan. Bunu sağlığa entegre ettiğimizde covid döneminde yıldızı parlayan Telemedicine hikayesi var. Telemedicine’nın da bir sonraki aşamasının Meta-medicine ya da Meta-telemedicine olacağını ön görüyoruz. Bunun dışında sağlık nedir? Uzaktan erişim, uzaktan muayene, tanının konulabilmesi, bunun da bazı giyilebilir sensör ve teknolojilerle hayata geçirilebilmesi değil mi? Yani mesela bir hasta ile ilgili öykü yazacaksınız. Fizik muayene var bir de sizin oradaki tanıyı koyabilmeniz için veriler var. Kullanılan akıllı saatler bu verilerin bazılarını şu an sağlıyor. Bunun dışında yine Metaverse’nin bir parçası olan giyilebilir sensörlü teknolojiler var. Eldivenler, kıyafetler, birtakım verileri ölçümleyebilen akıllı sütyenler, atletler yapılıyor. Örneğin bu akıllı atlet cep telefonu ya da wifi üzerinden verileri sürekli olarak tutuyor ve gerektiği noktalarda hekimin ile paylaşıyor. Belki de o bilgiyi yapay zeka üzerinden anlamlandırıyor ve ekstra bir durum olduğunu düşünürse hekimin ile paylaşıyor. Dolayısıyla bütün bu sürükleyici teknolojiler iş yapış biçimlerine dönüştürecek. Sınırları ortadan kaldırıyor, esas hikayelerden biri mekan sınırıdır. İkinci sınır da zamandır. Normalde gece yarısı hekimleri arayıp randevu alamazsınız. Ama gece yarısı böyle bir sistem üzerinden verilerini hekimlere ulaştırabilirsin. Bütün teknolojik gelişmeler birbirini tamamlıyor. Ya da belli bir yerden sonra küçük dereler büyük bir dere yatağına gidiyor. Belki de bunun sürükleyicisi de ekonomi oluyor. Biz de mesela 2 sene önce Tazefikir Metaverse ajansımızı kurduk. Buna özel bir ekip oluşturduk, buna özel bir çalışma başlattık ve birçok markaya da bu hizmeti verir hale geldik. Sağlıkta da çok büyük bir ekonomik boyutlar ve kullanım alanına sahip olacağını biliyoruz. Çünkü sağlık başlı başına dünyadaki en büyük sektörlerden biri.
Çok teşekkür ederiz. Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Ben teşekkür ederim, çok keyifli bir sohbetti. Benim eklemek istediğim şey şu, birincisi sağlık söz konusu olduğunda insanların iyi ve donanımlı olmasını istiyorum. Liyakata sahip olmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu da en fazla okuyarak, çalışarak, araştırarak olacaktır. Onun dışında devamlılığı olan iletişimin daha kıymetli olduğunu düşünüyorum. Tüm marka yöneticilerinin bu konu üzerine çaba harcaması lazım. Sadece marka yöneticilerine kalmıyor tabii bu konu, en baştan itibaren tasarlanması gereken bir yapı. Ve Türkiye’nin de bu alanda çok iyi olduğunu düşünüyorum. Bizim bundan sonraki aşamada biraz daha bölgeye ve dünyaya açılmamızın da zamanı geldiğini düşünüyorum.