‘‘Kendi Alanımızda Benzersiz Bir Konum Elde Etmeyi Hedefliyoruz’’
John Steinbeck, Cennetin Doğusu için “Bugüne kadar yazdıklarım, bu kitap için bir hazırlık niteliğindeydi” demiştir.
John Steinbeck, baş yapıtı olarak bilinen Cennetin Doğusu (East of Eden) kitabının ismini Yaratılış Kitabı’nda geçen bir bölümden seçmiş: ‘And Cain went out from the presence of the Lord, and dwelt in the Land of Nod, on the East of Eden” ve Cain (Kabil) tanrının huzurundan ayrılıp, cennetin doğusunda Nod’ da yaşamaya başlar’’.
Steinbeck, Cennetin Doğusu kitabında hayatımıza dahil ettiği karakterlerle yaratılış kitabında yer alan Habil ve Kabil hikayesine göndermelerde bulunur. Karakterlerini oluştururken bu hikaye üstüne çizer ve kurgusunu da göndermelerde bulunduğu hikayeye paralel olarak ilerletir. İncil’de Habil ve Kabil ‘in hikayesini anlatan ve kitapta bilge karakter Samuel’ in okuduğu bölüm tam olarak şöyledir:
‘’Adem, karısı Havva’yı tanıdı, kadın gebe kaldı ve Kabil’i doğurdu ve Tanrı’nın yardımıyla bir insan yarattım, dedi. Daha sonra kardeşi Habil’i doğurdu. Habil çoban oldu ve Kabil çiftçi oldu. Kabil dünya meyvelerinden oluşan bir armağan sundu Tanrı’ya ve Habil de öte yandan, sürüsünde ilk doğan yavrulardan ve yağlardan oluşan bir armağan sundu. Tanrı Habil’e ve armağanına beğenircesine baktı; ama Kabil’i ve armağanını beğenmedi. Kabil çok kızdı ve yüzü asıldı. Ve tanrı Kabil’e şöyle dedi: “Neden kızdın ve suratın asıldı? Kuşkusuz iyi davranırsan, yüzün dik olur ve kötü davranırsan, günah kapına dayanır ve istekleri sana yönelir, ama sen, sen ona egemen olursun. O sırada kabil, kardeşi Habil’le konuştu; ama ikisi de tarladaydılar. Kabil kardeşi Habil’in üstüne atıldı ve onu öldürdü. Tanrı Kabil’e şöyle dedi “Kardeşin Habil nerede?” o yanıt verdi: “Bilmiyorum, ben onun bekçisi miyim?” ve Tanrı şöyle dedi: “Ne yaptın? Kardeşinin kanının sesi topraktan bana haykırıyor. Şimdi senin elinden kardeşinin kanını almak için ağzını açan toprak tarafından lanetleneceksin. Toprağı ektiğin zaman, o sana artık zenginlik vermeyecek. Yeryüzünde serseri ve göçebe olacaksın”. Kabil Tanrı’ya şöyle dedi: “Cezam dayanılmayacak kadar büyük. İşte bugün beni topraktan kovuyorsun; senin yüzüne görünmeyeceğim, yeryüzünde serseri ve göçebe olacağım ve kim beni bulursa, öldürecek”. Tanrı ona şöyle dedi: “Eğer birisi Kabil’i öldürürse ondan yedi kere öç alınacaktır. Ve tanrı onu bulan kişinin öldürmemesi için Kabil’in üzerine bir işaret koydu. Sonra, Kabil, Tanrı’nın gözünden uzaklaştı ve cennetin doğusundaki Nod toprağında oturdu”.
Her ruh, her akıl başka bir dünyadır. Salinas Vadisinde yaşayan bu insanlarda bize dair her şey sadakat, aşk, hırs utanmazlık, umursamazlık, saf iyilik, katıksız kötülük, bencillik, zeka, nefret belirttiğimiz ya da belirtmediğimiz her hale tanık oluyoruz. Okurlar olarak kimini severek kimini sevmeyerek Hamilton ve Trusk’ların kuşaklar boyu süren hikayelerine tanık oluyoruz.
Semra Çakmak
Editör