‘‘Kendi Alanımızda Benzersiz Bir Konum Elde Etmeyi Hedefliyoruz’’
Aralık 2019’da Çin’in Hubei eyaletine bağlı Wuhan kentinde etyolojisi aydınlatılamayan pnömoni olgularının artışı ile dikkati çeken ve 31 Aralık’da Çin Hükümeti tarafından Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne bildirilen salgının sebebinin yeni bir coronavirus olduğu 7 Ocak 2019’da belirlendi ve geçici olarak “2019-nCoV” (2019 Novel Coronavirus, 2019 Yeni Koronovirüsü), yaptığı hastalık da “NCIP” (2019-nCoV-infected pneumonia, 2019-nCoV enfekte pnömonisi) olarak adlandırıldı. Bir ay içersinde hızlı bir şekilde yayılarak 3 Şubat 2020 tarihi itibariyle 17238’i Çin’de olmak üzere dünya genelinde 17391 doğrulanmış olguya ulaştı ve bu olgular içersinde 362 (%2.1)’sinin hayatını kaybettiği bildirildi.
2020 yılının ilk günlerinde Dünya’nın haberdar olmaya başladığı bu yeni coronavirüs salgını geçmişte yaşanan SARS ve MERS salgınlarının yüksek mortalitesi nedeniyle tıp otoriteleri tarafından endişe ile izlenmeye başladıysa da olgu sayıları ve elde edilen veriler arttıkça diğer coronavirus salgınları kadar fatal seyretmediği fakat daha hızlı yayıldığı gerçeği ortaya çıktı. Şimdiki endişeler ise, halen Çin kaynaklı olgular vasıtasıyla küresel yayılımı hızla devam etmekte olan bu salgının diğer ülkelerde de insandan insana geçişle yayılma hızının artması ve salgının boyutlarının henüz kestirilememesi.
DSÖ, hastalığın özellikle sağlık alt yapısı zayıf ülkelere yayılmasını engellemek amacıyla 30 Ocak 2020 tarihinde Uluslararası Acil Durum ilan etti. Bu durum, Uluslararası Sağlık Tüzüğü’ne göre DSÖ’ne riskli gördüğü grupları yakın takibe alabilme, risk altında olan ülkelere seyahati ve uluslararası ticareti kısıtlayabilme, bu kararlara uymayan ülkelere yaptırım uygulayabilme yetkisi vermektedir.
Bu yeni coronavirus salgınında ilk bir ayı geride bırakırken Coronavirus’un özellikleri, yaptığı hastalıklar ve geçmiş salgın deneyimlerinden yola çıkarak ve artan sayıdaki olgulardan elde edilen verilerle birlikte 2019-nCoV hakkında mevcut bilinenler burada özetlenmeye çalışılmıştır.
Coronaviruslar; zarflı, tek sarmallı, pozitif polariteli RNA virüslerden oluşan Coronaviridiae ailesinin Orthocoronovirinae altfamilyasında yer almaktadır. Esas olarak kuşlar ve memeli hayvanların dahil olduğu çok çeşitli evcil ve yabani hayvanlarda (yarasa, deve, domuz, kedi, köpek, kemirgen ve kanatlılar, vb.) bulunurlar. Tarih boyunca sürekli evrim geçirerek türler arasında geçiş kazanmışlardır. Özellikle kuşlar ve yarasalar bu virüsler için ideal konaktır.
Alfa, beta, gama ve delta olmak üzere dört cins coronavirus bulunmaktadır. Gamacoronoviruslar ve deltacoronaviruslar sadece hayvanlarda bulunur. Alfacoronoviruslar ve betacoronaviruslar arasından yedi suşun bugün itibariyle insanlarda enfeksiyon yaptığı bilinmektedir. Bu suşlardan HCoV-229E, HCoV-OC43, HCoV-NL63 ve HCoV-HKU1 insanlarda basit soğuk algınlığının %15-30’undan sorumlu iken salgınlarla ortaya çıkmış olan SARS-CoV (Severe Acute Respira- tory Syndrome CoV, Ciddi Akut Solunum Sendromu Coronavirusu), MERS-CoV (Middle East Respiratory Syndrome CoV, Orta Doğu Solunum Sendromu Coro- navirusu) ve 2019-nCoV ciddi alt solunum yolu enfeksiyonuna yol açmaktadır.
Coronavirusların yol açtığı ilk salgın olarak bilinen SARS (Severe Acute Respiratory Syndrome, Ciddi Akut Solunum Sendromu), 2002 yılında Çin’de ortaya çıkmış ve salgın sırasında 8000’den fazla doğrulanmış olgu bildirilmiştir. Olguların %20-30’una yoğun bakım ve mekanik ventilasyon desteği gerekmiş ve 774 (%10)’ü hayatını kaybetmiştir.
2012 yılında Ürdün’de ortaya çıkan ve halen devam etmekte olan MERS (Middle East Respiratory Syndrome, Orta Doğu Solunum Sendromu) salgınında Aralık 2019 sonuna kadar 2499 doğrulanmış olgu bildirilmiş, 861 (%34.4)’i hayatını kaybetmiştir.
2019 yılının son günlerinde Çin’in Wuhan șehrinde ortaya çıkan günümüz sal- gınında ise olguların bronkoalveoler lavaj sıvısından izole edilen virüsün daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir coronavirus (2019-nCoV) olduğu tanımlandı. Bu virüsün MERS-CoV ve SARS-CoV’den farklı olduğu, SARS-CoV’a %70 genetik benzerlik gösteren betacoronavirus 2b soyunda yer aldığı belirlendi. Salgınının ilk ayını henüz geride bırakmışken 17000’den fazla doğrulanmış olgu bildirildi, 362 (%2.1)’si hayatını kaybetti. Önceki coronavirus salgınlarına kıyasla daha büyük boyutta küresel bir tehdit oluşturduğu fakat şu anki mevcut verilere göre mortalitesinin daha düşük olduğu görülmektedir.
2019-nCoV’un kaynağı henüz tam olarak bilinmemekle birlikte birçok hastada Wuhan’daki farklı hayvan türlerinin satıldığı yerel balık ve yabani hayvan pazarında çalışma veya ziyaret etme öyküsü bulunması burada yasadışı satılan vahşi hayvanların kaynak olabileceğini düşündürmektedir. Çok yakın zamanda da hayvandan insana, insandan insana geçiş kanıtlandı.
Coronaviruslerin insandan insana geçişi esas olarak öksürme ve hapşırma sırasında saçılan solunum damlacıklarıyla yakın temas eden kişiler arasında gerçekleşmektedir. Ortalama inkübasyon süresi SARS ve MERS’deki bilgilere dayanılarak 2-14 gün kabul edilmektedir. Ancak bulaştırıcılık süresi ve virüsün dış ortamda dayanıklılık süresi şu an için tam olarak bilinmemektedir.
İnkübasyon süresi sonunda ateş, öksürük, dispne gibi semptomlar ortaya çıkmakta, pnömoni, ağır akut solunum yolu enfeksiyonu ve ölüm gelişebilmektedir.
Sağlık Bakanlığı DSÖ’nün önerileri doğrultusunda sürekli güncellenen bir rehber oluşturmuştur. En son 30 Ocak 2019’da güncellenen rehbere göre olası vaka tanımı şu şekildedir:
– Son 14 gün içerisinde –
Doğrulanmış 2019-nCoV enfeksiyonu vakası ile yakın temas eden;
veya
Hastane ilişkili 2019-nCoV enfeksiyonu bildirilen bir ülkede sağlık tesisinde bulunan;
veya
Çin Halk Cumhuriyeti’nde bulunan kişiler;
veya
İkamet yeri veya seyahat geçmişi dikkate alınmaksızın, 2019-nCoV enfeksiyonu hastalarının tedavi edildiği birimlerde görev yapan sağlık personeli’nde herhangi bir şiddette akut solunum yolu hastalığı (ateş, öksürük) veya Ağır Akut Solunum Yolu Enfeksiyonu (SARI) (ateş, öksürük ve hastaneye yatış gerekliliği) varlığı.
Hipoksemi, takipne, dispne, hipotansiyon, akciğer grafisinde yeni veya progressif radyolojik infiltrasyonların olması, konfüzyon, akut böbrek yetmezliği gibi bulgular olduğunda hastaların yatırılarak izlenmesi önerilmektedir.
Olası vaka tanımına uyan bir hasta ile karşılaşıldığında derhal standart enfeksiyon kontrol önlemlerine ilaveten temas ve damlacık izolasyonuna alınmalı ve ivedi olarak Sağlık Müdürlüğü bilgilendirilmelidir. Daha sonra rehberde belirtildiği şekilde hastadan uygun örnekler alınarak takip algoritmasına göre hareket edilecektir.
2019-nCoV enfeksiyonu doğrulanmış hasta ile temas eden veya vakaların olduğu bir ülkede bulunmuş kişilerin seyahatten döndükten sonraki 14 gün içinde ateș, öksürük, solunum sıkıntısı, boğaz ağrısı, baș ağrısı, artralji, miyalji, ishal, mide bulantısı/kusma ve burun akıntısı gibi semptomları olduğunda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmaları önemlidir.
Şu an için 2019-nCoV’a karşı bir aşı veya antiviral ajan bulunmamaktadır. Bu yüzden virüse maruz kalmamak için enfeksiyon korunma önlemlerini uygulamak daha önem kazanmaktadır.
• Hasta olanlar kalabalık ortamlarda bulunmamalı veya bulunmak durumunda kalırsa cerrahi maske takmalıdır.
• El hijyenine çok dikkat edilmeli, ellerde gözle görülür kirlenme varsa su ve sabunla yıkanmalı, görülür kirlenme yoksa alkol bazlı el antiseptikleriyle sık sık temizlenme sağlanmalıdır.
• Yıkanmayan ve kirli eller göz, burun, ağız gibi mukozalara değdirilmemelidir.
• Öksüren, hapşıran veya nefes darlığı gibi solunum semptomları olan hastalara bir metreden daha yakın bulunulacaksa mutlaka cerrahi maske takılmalıdır.
• Öksürürken ve hapşırırken ağız ve burun kağıt mendille kapatılmalı ve çöpe attıktan sonra el hijyeni sağlanmalı, mendil yoksa dirseğin dış yüzüyle ağız kapatılmalıdır.
• Sık kullanılan ve el değen tüm yüzeyler dezenfekte edilmelidir.
2020 yılının ilk günlerinde Dünya’nın gündemini oluş turan 2019-nCoV salgınının bugünkü gidişatına bakıldığında küresel yayılımı ve boyutları arttıkça daha yeni verilerle bilinmezlerin ortadan kalkacağı ve en azından yılın ortasına kadar gündemi meşgul edeceği öngörülmektedir.
Prof. Dr. Serap Gencer
Acıbadem Maslak Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, İstanbul, Türkiye