‘‘Kendi Alanımızda Benzersiz Bir Konum Elde Etmeyi Hedefliyoruz’’
Dyt. Gülçin Işık
Ödem insan vücudunda dokular arasında sıvı artışıyla karakterize klinik bir durumdur. Farklı tiplerde oluşabilen nedenleri açısından tedavi ve takiplerde fark etmektedir. Öncelikli olarak ödemin tipi, nedeni ve doku yaygınlığı değerlendirilmede ve tedavide kullanılan esas faktördür. Bunların neler olduğunu tek tek inceleyelim:
1. Hidrostatik ödem
2. Onkotik ödem
3. Vazojenik ödem
4. Sitotoksik ödem
5. Anjiyo ödem
Hidrostatik Ödem
Sıvı basıncı artışına bağlı organ ve ya dokulara sızma şeklinde oluşan ödemdir. Kalp yetmezliğinde oluşan ödem örnek olabilir. Tedavisinde hidrostatik basıcı azaltan tedavi protokolleri ile birlikte su ve elektrolit tutulumunu sağlayan patolojileri tedavi etmek, kontrol altına alınamazsa doku basıncını arttırmak önerilir.
Onkotik Ödem
Damar içinde sıvıyı tutan iç yoğunluğa bağlı (protein v.b) basıncın azalması sonucu damar duvarından sızan sıvıya bağlı ödemdir. Oluşturan nedeni ortadan kaldırmak ve damar içindeki kanın ozmotik basıncını arttırıcı tedavi protokolleri önerilir. Protein ve kolloid miktarını arttırmak gibi yöntemler bu ödemin azalmasında kullanılabilir.
Vazojenik Ödem
Alt yapısında yüksek basınç (hirostatik artışı) ve iskemi bir arada veya farklı şekillerde bulunur. Çok yüksek basınçta veya pıhtı atımında beyinde oluşan ödem biçimi budur. Tedavisi oluşturan etkiyi kontrol altına almak veya tıkanıklığı açmak, yüksek irtifayı düşürmektir.
Sitotoksik Ödem
Genelde toksik etkilere ikincil oluşan damar hasarına bağlı sızma sonucu oluşur. Toksik maddenin uzaklaştırlması (parasetamol için nasetil sistein uygulaması v.b) ve ya antidot uygulaması, antiserum (yılan zehiri , akrep zehiri) kullanılması tedavi edicidir.
Anjiyo Ödem
Alerjik durumlara bağlı salınan damar içi kimyasalların etkisiyle oluşan damar geçirgenliği artışına bağlı olarak oluşur. Allerji oluşturan etkene temasın kaldırılması ve antiinflamatuar tedavi protokolleriyle kontrol altına alınabilir. Alerji aşısı da ek tedavi metodları arasında sayılmaktadır.
Tüm bunların haricinde günlük etkilere ek olarak dönemsel ödemlerin görülmesi sıklığı da oldukça fazladır.
Bir takım fizyolojik etkiler ödeme neden olabilir, bunlar;
- Hamilelik,
- Adet dönemleri,
- Menepoz,
- Hormonal birtakım değişimler vb.
Bunlar bir hastalık habercisi olmayıp, insan fizyolojisiyle uyumlu bir süreçtir.
Aynı zamanda da;
- Uzun süre aynı pozisyonda kalmak (ayakta, oturarak vb. )
- Az su içmek,
- Çok tuzlu yiyecekler yenilmesi,
- Aşırı spor yapmak, çok hareketsiz kalmak,
- Şekerli, tatlandırıcı içerikli veya beyaz un içerikli yiyecekler tüketmek vb. durumlar ödem oluşma olasılığını artırır.
Bunların dışında:
- Hipertansiyon ilaçları,
- Ağrı kesiciler,
- Kortizon içerikli steroid ilaçlar,
- Hormon ilaçları (doğum kontrol hapları – östrojen içerikli vb.)
Ödemi tetikleyen diğer unsurlar arasındadır.
Ödeme yol açan hastalıklara bakacak olursak da kalp yetmezliğinde böbrekte tuz tutulumu artacaktır. Ya da nefrotik sendromu olan bireylerde protein kaçağı olması sebebiyle böbrekte tuz tutulumu artır ödem görülme olasılığı yüksektir. Bunların dışında tiroid fonksiyon bozuklukları, karaciğer yetmezliği gibi rahatsızlıklar da ödem yaratacak etkiye sahiptir.
Neler yapılmalı?
KESİNLİKLE TUZ KISITLANMASI GEREKİR.
Unutmamak gerekir ki 9 gram tuz vücutta yaklaşık olarak 1 litre su tutar.
- Kızarmış yiyecekler,
- Turşu, turşu suyu benzeri tuz içeriği yüksek besinler,
- Fast food ürünler,
- Hazır salçalar,
- Konserve ürünler,
- Sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş gıdalar,
- Zeytin,
- Hatta ileri kısıtlamalarda ekmeklerin içeriklerinde dahi kısıtlamalar yapılmaktadır.
Burada önemli birkaç nokta var ki, herhangi bir hastalığı olmayan bireylerde yani yalnızca mensturuasyon dönemine bağlı ödem durumlarında ileri tuz kısıtlamasına gerek yoktur. Ancak bilinen bir gerçek var ki yediğimiz yiyeceklere tuz ilave etmeden dahi günlük tükettiğimiz besinlerden bu ihtiyacımızı karşılayabiliyoruz. (örn: zeytin, salça, paketli gıdalar vb.)
Aynı zamanda da inflamasyon sonucu görülen ödemlerde antiinflamtuar besinlerin tüketimi oluşabilecek yan etkilerin azaltılmasında çok yararlı olacaktır. Çiğ sebze, meyve ağırlıklı beslenme modeli ile, balık, badem, ceviz, tam tahıllı yiyeceklerle renklendirilmiş diyet yapılmalı, bol su tüketilmelidir.
Yine egzersiz yapmak kan dolaşımını hızlandırıcı etkisi sebebiyle ödemin azaltıcı etkilerinden bir tanesidir.
Aşırı ısı değişimleri de ödeme sebep olacağından hava koşullarına uygun giyinilmesi, aşırı sıcak veya soğuk su ile duş almak veya uzun süre yapılan yolculuklar da kısa süreli ödem etkisi göstermektedir.
Buradan çıkarılacak sonuç; ödemin sebeplerinin belirlenip, ihtiyaca yönelik olarak hareket edilmesi gerektiğidir.
Başlık olarak basit bir konu gibi gözükse de multifaktöriyel etkileri çok açıktır.
Sağlıklı aydınlık günler dilerim.